MANİSA ' YA ŞEHZADE OLARAK KİMLER GELDİ
Manisa’da Osmanlı hakimiyeti ilk kez 1390’da Yıldırım
Bayezid’le başladı. 1415’te Çelebi Mehmed’in Saruhan Bey’i bertaraf etmesiyle
Saruhanoğulları topraklarında Osmanlı hakimiyeti yeniden kuruldu.
Manisa’da sancakbeyliği yapan ilk şehzadeler, Yıldırım
Bayezid’in oğulları Ertuğrul ve Süleyman olmakla beraber, şehrin şehzadeler
diyarı oluşu Sultan II. Murad devrinde başlamıştır.
Osmanlı hakimiyetine geçen yerlerde devlet otoritesinin
yerleşmesi için, ilhak edilip sancak haline getirilen eski beyliklerin
merkezlerine çoğu defa şehzadeler tayin edilirdi. Saruhan sancağının merkezi
olan Manisa, diğer sancaklardan farklı olarak, İstanbul’a daha yakın olduğu
için, şehzadelerin sancağa çıkarıldığı dönem boyunca önemini korudu.
“Saruhan Tahtı” denilen Manisa, özellikle “ Ulu Şehzade”ler
(veliaht şehzade) için saltanat eğitiminin verildiği bir şehirdi. Saruhan
tahtına oturan ilk şehzade Ertuğrul (1390-1392), son şehzade Sultan III.
Mehmed’dir (1584-1595).
Manisa XVI. yüzyılın sonlarına kadar, şehzadeler şehri
olarak ün kazandı. Şehzadelerin sancağa tayinleri, taht mücadeleleri,
ayrılmaları ve özellikle de padişah olarak başkente gidişleri, Manisa’nın
ikinci başkent olarak görülmesini sağladı.
Sultan II. Murad, Ali Bey’den sonra, önce büyük oğlu
Alaeddin’i (1437), sonra da diğer oğlu Mehmed’i Saruhan’a sancakbeyi tayin
etti. On iki yaşındaki Şehzade Mehmed, 1443 yazında Manisa’ya geldi. Aynı yıl
acele olarak tahta geçmek üzere Edirne’ye çağrıldı. Ancak bir müddet sonra
meydana gelen olaylar, II. Murad’ı tekrar tahta çıkmaya mecbur etti. Varna
zaferinden sonra, bu kez Manisa’ya geldi ve yerleşti. Burada “Saray-ı Amire”
olarak anılan bir saray inşa ettirdi ki, bu saray daha sonra buraya gelen
şehzadelerin ikametgahı oldu.
Şehzade Mehmed, babasının ölüm haberi üzerine, hızla Manisa’dan
Edirne’ye giderek yeniden tahta geçmiştir. 1453 yılında İstanbul’u fethedip
Bizans’ı tarih sahnesinden kaldırarak, Fatih unvanını kazanmıştır. Manisa’ya
ise, küçük yaştaki ortanca oğlu Mustafa’yı tayin etmiştir. Bundan sonra Manisa
sancakbeyliğine sırasıyla şehzade Abdullah, Şehinşah, Korkut, Alemşah ve Mahmud
tayin edilmiştir. Şehzade Mahmud’un ölümüyle Manisa’ya gelen şehzade Korkut
yeniden sancakbeyliğini ele geçirmiştir.
Yavuz, 1513 yılında şehzade Korkut’tan boşalan
sancakbeyliğine oğlu şehzade Süleyman’ı tayin etti. Şehzade Süleyman 1520
yılında tahta geçene kadar Manisa’da kaldı. Sancakbeyliği sırasında yanında
bulunan ve hayırseverliği ile bilinen annesi Hafsa Sultan ise; cami, imaret,
bimarhane (darüşşifa), medrese, hamam, hankah ve sıbyan mektebinden meydana
gelen Hafsa Sultan Külliyesi’ni inşa ettirdi. Kanuni Sultan Süleyman 1533’de
büyük oğlu Mustafa’yı sancakbeyi olarak Manisa’ya gönderdi. Daha sonra
sancakbeyliğine şehzade Mehmed, şehzade Selim, Alaybeyi Mehmed ve Musa Bey
getirildi. Dört yıllık aradan sonra, 1546’da Manisa’da doğan şehzade Murad,
dolayısıyla bir şehzade sancakbeyliğine getirildi (1562). Planı Mimar Sinan
tarafından çizilen Muradiye Külliyesi onun tarafından yaptırıldı. 1574 yılında
tahta geçtikten sonra, Saruhan Sancağı 1583 yılı sonuna kadar sırasıyla,
merkezden gönderilen Ferruh, Kaytas, Mustafa, Halil ve Davud beyler tarafından
yönetilmiştir.
1566 yılında Manisa’da doğan Sultan II. Murad’ın oğlu
şehzade Mehmed, 1595 yılında III. Mehmed olarak tahta çıkıncaya kadar Manisa’da
kalmıştır. Şehzade Mehmed, aynı zamanda sancak beyliği yapan son şehzadedir.
Sultan III. Mehmed’in tahta çıktığı 1595 yılında Manisa ve çevresi büyük bir
depremle sarsıldı. Birçok köyün harap olduğu bu deprem, Sart, Gördes, Akhisar,
Demirci ve Gölmarmara kazalarını da önemli ölçüde etkiledi.
Şehzadelerin sancak beyi olarak Manisa’da bulundukları
dönem, aynı zamanda canlı bir kültürel hayatın oluşmasını da sağlamıştı. Şehir
birçok şair, bilim ve sanat adamının uğrak yeri olmuştur. Şehzadelerin kültür
ve sanata ilgisi, Manisa’nın bir kültür merkezi haline gelmesini sağlamıştı.
175 yıl şehzade sancağı konumunda kalan Manisa bu dönemde sanat ve kültür
merkezi olarak çok gelişmiştir.